Kalbimin kıyamet emri verildi.
Bir anda zaman durmaya meyilli. Dünya yıkılma emrinin verilmesini bekler. Gökyüzü daha bir sessizleşir. Kalbimin güneşi söner ve mavi gözlü bir melek sura üfler. Korkunç bir çığlık kalbimi paramparça eder: seninle bir daha konuşmayacağım!
Hayat anlamını yitirir.
Duygu yüklü bir kalbin, gözyaşlarının intiharına sebep olması aşkın dışavurumu olsa gerek.
Kelepçelenmiş dillerin sesini duyuramadığı boşlukta kelimeler kendiliğinden cümleleşir:
silmem gerekiyor kalbimin rengini
bir umudu umutsuzluğa çevirmeliyim
ağlamalıyım günlerce
hüznü boynuma geçirilmiş bir ip gibi görmeliyim
gecelerin yalnızlığını arkadaş edinmeliyim
bu duyguyu burda bitirmeliyim...
Bir çok dejavusal kesitin şahlanışı, hiç yaşanmamış bir bütüne dönüşen parçaların anlamsız izleği şiirin ritmine eşlik edemese de kalbi parçalamak için bir cümle yetiyor: seninle bir daha konuşmayacağım!